Referanslar

Sınır koymadığımız hayallerinizi gerçeğe taşıyoruz.

Konum: Yunus Emre İlköğretim Okulu İstanbul İli, Fatih İlçesi, Hüseyinağa Mahallesi 314 Pafta, 1230 Ada, 14 Parselde yer almaktadır.

Günümüze ulaşan tarihi okul binasının bulunduğu parselde, artan ihtiyaca bağlı olarak çok sayıda niteliksiz ek yapı ( WC, Ek Derslikler, Toplantı Salonu, Ana Okulu Kantin v.b.) yer almaktaydı. Tarihi bina ile ilgi restorasyon projesi 2009 yılında, ek bina avan projeleri aynı yıl İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. 2012 yılında da Ek bina uygulama projeleri hazırlanarak inşaatına başlanmıştır. 2017 Yılında tarihi bina restorasyonu ve ek bina inşaatı tamamlanarak teslim edilmiştir.

Tarihçe: Alman Demiryolu Şirketinin Bağdat Demiryolu imtiyazlarını almasından sonra çalışmak için İstanbul’a yerleşen Alman vatandaşların çocuklarının eğitimi maksadıyla kurulan Yedikule Alman Okulu’nun kuruluşunun 1875 yılına dayandığı bilinmektedir. İlk yıllarda kendi binası olmadığı için farklı yapılarda hizmet veren okulun günümüze ulaşan tarihi yapısının 1899 yılında tamamlandığı ve 1901 yılında eğitim faaliyetine geçtiği bilinmektedir.

İstanbul ili, Fatih İlçesi, Dervişali mahallesi Draman Çeşmesi sokak üzerinde yer alan 1876 Ada, 282 Pafta, 7 Parsel üzerinde yer alan yapının projeleri 2015 yılında hazırlanmış İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. 2017 yılında Fatih Belediyesi’nden Ruhsat alınarak restorasyon inşaatına başlanmıştır. 2018 Yılı Nisan ayı gibi işin bitimi planlanmaktadır.

Yapı yakın tarihte geçirmiş olduğu yangın üzerine oldukça tahrip görmüş durumdadır. Draman caddesi üzerinde özgün dokusunu koruyan yapı; kagir bodrum olduğu sanılan katın üzerinde ahşap strüktürle oluşturulmuştur.

Mülkiyeti Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait olan yapının projeleri 2017 yılında tarafımızdan hazırlanmış ve Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan onay alınmıştır. Restorasyon çalışmaları devam etmektedir.

Konum: Çanakkale ili, Gelibolu İlçesi, Hamzaköy sahilindeki küçük bir tepede, Çanakkale Boğazının tam orta noktasında yer almaktadır. Beyaz ışık veren, grup çakarlı kıyı feneridir. Denizden yüksekliği 64 m. olan fener, kulesinin yüksekliği 12 m.’dir. Silindir şeklinde beyaz bir kule, personel lojmanı ve depo birimlerinden oluşan bir fenerdir.

Tarihçe: 1856 yılında Fransızlar tarafından denizcilere kılavuzluk etmek amacıyla inşa edilmiştir. Tespit edilemeyen bir tarihte yapının giriş bölümünün yer aldığı avlunun üzeri betonarme döşeme ile örtülerek kapalı bir mekân oluşturulmuştur. Kâgir bina olarak inşa edilen ve 12 metre yüksekliğe sahip kulesinden çakan ışığı, 19 deniz mili uzaklıktan görülebilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu dönemi 1856 yılından bu yana görev yapan fenerin bulunduğu alan park olarak düzenlenmiştir.

Çanakkale ili, Gökçeada ilçesi, Tepeköy mahallesi, 162 Ada, 4 Parsel üzerinde bulunan kagir yapı restorasyon projesi 2015 yılında hazırlanmış ve aynı yıl Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan onay alınmış, 2016 yılında da Restorasyon İnşaatı tamamlanmıştır.

Detaylar için iletişime geçebilirsiniz.

Konum: İstanbul tarihi yarımadasında, Fatih ilçesinin Cankurtaran semtinde ve Kadırga bölgeleri arasında 114 ada 1 parsel de yer almaktadır. Güneyinde Sahil Yolu ve Marmara Denizi ile kısmen ayakta kalmış olan sur duvarları bulunmaktadır. Ahırkapı Caddesi, Cankurtaran Caddesi, Küçük Ayasofya Caddesi Ahırkapı bölgesinin sınırlarını belirlemektedir.

2016 Yılında projeleri tarafımızdan hazırlanmaya başlanmış, 2017 yılının sonunda İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. . Restorasyon İnşaatı henüz başlamamıştır

Tarihçe: 1553 yılında Kapı Ağası Mahmud Ağa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliyeler değişik işlevleri içeren yapılardan oluşmuşlardır. Osmanlı toplumunun ve yapıldıkları çevrenin sosyal merkezi durumundaydılar. Sultanların yaptırdığı külliyeler, çok geniş alanları kaplayan, her türlü işleve cevap verecek nitelikte yapılardan oluşan büyük külliyelerdir. Daha alt düzeyde kişilerin yaptırdığı külliyeler ise birkaç yapıyı geçmeyen küçük külliyelerdir. Bu külliyeyi oluşturan yapılardan biri olan camii: kuzeyi mahzen, güneyi sarnıç olan bir bodrumun üzerine oturur. Bodrumun duvarları düzgün kesme taştan yapılmış, caminin duvarları ise sıvanarak beyaza boyanmıştır. Caminin önünde bir görüş holü, holün kuzeyinde cami ile bağlantılı olmayan iki katlı bir meşruta, güneyinde yine iki kat üzerine düzenlenmiş kapalı son cemaat yeri ve sonra asıl namaz kılma mekânı yer alır. Caminin üstü kiremit döşeli ahşap çatı ile örtülü pencereleri tek katlı, mihrap nişi yuvarlaktır. İçinde süsleme görülmez.

Külliyede ilginç olan, Osmanlı anıtlarının Bizans İmparatorluğu Büyük Sarayı’nın erken dönem kalıntılarıyla arasındaki bağdır. Bu saray 4. Yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş ve Orta Çağ’da Batı ve Ortadoğu’da İmparatorluk ve Sultan saraylarına model olmuştur. Bu yapının kademelerinden bir kısmı At Meydanı ve Marmara Denizi arasında alan zamanla binalarla doldu. Kapıağası Mahmud Ağa Külliyesi’de bu alanda inşa edilmiştir. Bundan dolayı kalıntılar M.S. 9 ve 10. Yüzyıllara tarihlenen ve Bukoleon Limanı’nın yakınında bulunan daha alt kademedeki Orta Bizans Sarayı’na aittir. Kalıntıların bu yapıları kapsadığı düşünülmektedir.

 Konum: Mehmed Ağa Medresesi İstanbul’un Fatih İlçesi, Alemdar Mahallesi 48 Ada, 8 Parselde Hoca Rüstem Sokağı üzerinde yer almaktadır.  2014 yılının sonunda Projeleri hazırlanmaya başlanmış 2015 yılı sonunda İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. Restorasyon İnşaatı henüz başlamamıştır.

Tarihçe: Sultan II. Selim Dönemi Darüssade Ağası Habeşi Mehmed Ağa’nın yaptırdığı eserlerden biridir. Medrese çevresinde gelişen küçük ölçekli külliye şemasının ilk örneklerinden olan yapının öğeleri medrese, sıbyan mektebi ve sebildir. 19.y.y. haritalarında gösterilmediği için 1882 den önce yıkıldığı düşünülen yapı bazı yazılı kaynaklarda da yer almamıştır. Adı sadece Tezüret-ül Ebniye’de Mimar Sinan eserleri arasında geçen Mehmed Ağa Medresesi 1582 tarihinde tamamlanmıştır.

Konum: İstanbul ili, Pendik İlçesi, ilçe merkezinin yaklaşık 15 km kuzeyinde, E 80 Karayoluna yaklaşık 2km mesafede 190 numaralı parselde yer almaktadır.

2017 yılı Mart ayında projelerine başlanmış 2017 yılı aralık ayında sonunda İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. Restorasyon İnşaatı henüz başlamamıştır

Tarihçe: Yapının tarihçesine ilişkin yapılan araştırmalarda inşa edildiği tarih v.b. herhangi bir belgeye ulaşılamamıştır. Fakat Osmanlı Devri İstanbul Camileri adlı eserde bu cami ile ilgili kısımda “ Bu camiye Evkaf Nezareti Varidat Kalemi Başkatibi Mahmut Azmi Efendi’nin 19 Zilkadde 1880 tarihli nakit para vakfı vardır. Caminin son mütevellisi Keleşoğlu Hasan Efendi1825 de vefat etmiştir. Ahşap çatılı yapıya 1908 de minare ilave edilmiştir. Minare dibinde kitabe bulunmaktadır.”(İşli, 2017)  İfadesi yer almaktadır. Üst başlığında da Pendik Kurnaköy Mescidi olarak yer almaktadır. Bu bilgiler ışığında aslen bir mescit olan yapının minare gövdesine yer alan mermer kitabesinde ” minare inşası 1327” 1909lı yıllarda minare ile birlikte veya takip eden yakın zamanda imam evinin inşa edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mescit olarak kullanılan yapı bugün ki durumuna göre çok daha basit bir planlama anlayışına sahipti.

Detaylar için iletişime geçebilirsiniz.

Konum: İstanbul ili, Şişli İlçesi, İnönü mahallesi Elmadağ caddesi üzerinde yer alan 537Ada, 52 Pafta, 30 Parsel üzerinde yer alan yapının projeleri 2015 yılında hazırlanmış olup aynı yıl sonunda İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır.